KÖYÜN COĞRAFYASI

AKYAMAÇ KÖYÜNÜN YERİ ,SINIRLARI VE ULAŞIM
Köy Aksaray İli,Güzelyurt İlçesine bağlı, İlçe merkezine yaklaşık 5 km., İl merkezine ise yaklaşık 45 km. uzaklıkta bulunmaktadır.Doğusunda NAR köyü, batısında GÜZELYURT ilçesi, Kuzeyinde MANDAMA köyü, Güneyinde ise SİVRİHİSAR köyü torakları ile çevrilidir.
Güzelyurt,Aksaray ve Niğde ye asfalt yol bağlantısı mevcuttur.Her sabah köy minibüsleri ile
İlçe ve il merkezine gidip akşam dönülebilir.Aksaray dan Güzelyurt a oradan da köye gün boyu ulaşmak
mümkündür.

YERYÜZÜ ŞEKİLLERİ

Akyamaç köyünün bulunduğu arazi Melendiz dağlarının uzantısıdır.Köy arazisinin hemen hemen hepsi volkanik kökenli bazalt,andezit,dolorit,spilit,porfirit yapı özelliği gösterir.
Bu yörede volkanizma MESOZOİK te başlamış, TERSİYERden itibaren yaygınlaşmıştır.Köy arazisindeki volkanizmanın OLİGOSEN de başlayarak KUATERNERde de devam ettiğini söyleyebiliriz.
Köy arazisi ACIGÖL VOLKANI, MELENDİZ VOLKANI ve HASANDAĞI VOLKANI arasında kaldığı için arazide oldukça fazla volkanik kayaç,volkanik tüf ve cüruf gibi volkanik malzemeye rastlamak mümkündür.Nar köyü yakınlarında volkanik şekiller oldukça açıktır.Sivrihisar ve Akyamaç arasında bulunan KULAKLI TEPE tipik bir volkan konisidir.
Köyün güney-güneydoğu ve doğusu yüksekliği 2000 m.yi aşan dağlarla çevrilmiştir.Köyün güney kısmında bulunan KOCAGÖL tektonik bir çukurdur.Kış mevsiminde sularla dolar yaz mevsiminde ise kurumaktadır.Köyün kuzeybatısında AKKAYA mevkisinde PERİBACASI oluşumlarına rastlanır.
Köy arazisi; MEKENİN DERE, ARMUTLU,KÜKÜRT, SE LİK, HARMAŞA, ALIÇLIDERE,
KADINCIK, İNCEPINAR,HARMANLIK, ARMUT ÇUKURU, ANDOS, KORU, KÖY İÇİne kurulmuş derelerle arızalanmıştır.Bu derelerde kış mevsimi ve yağışlardan sonra sellenmeler olursa da genellikle kuru derelerdir.Bu dere yatakları orman örtüsünün yıllar yılı tahribi sonucunda oluşan sellenmeler sonunda oluşmuşlardır.
KÖYÜN İKLİMİ

Tüm İç Anadolu-da olduğu gibi köyde de KARA İKLİMİ hüküm sürmektedir.Yazları sıcak ve kurak, kışları ise soğuk ve yağışlıdır.Kış yağışları genellikle kar şeklindedir.Sıcaklık çevreye nazaran yüksekliğe bağlı olarak daha düşüktür.Yakın çevrede yapılan meteorolojik ölçüm sonuçlarından bilgimiz ve haberimiz yoktur.Yaz sıcaklıkları da çevreye nazaran azdır.Bunun nedeni ise köyün yüksekte olması,
Aynı zamanda kuzey sektörlü rüzgarlara açık olmasındandır.Köyde en çok esen rüzgar POYRAZ ve YILDIZ dır. Az olarak bazen KARAYEL eser.Güney sektörlü rüzgarlardan ise LODOS etkilidir.Az miktarda batı rüzgarı da eser.güney sektörlü rüzgarlar ılımanlaştırıcı etkiye sahip olup kış mevsiminde karları eritirken yaz mevsiminde ise yakıcı bir etki yapmaktadır.
Yağışların büyük bir bölümü kış mevsiminde kar olarak düşer.Ekim ayı ortalarında başlayan kış,
Mayıs ayına kadar sürebilir.Nisan ayından sonra yağmur yağışları artar.Yaz yağışları azdır.Sonbaharda yağmur yağışları hakimdir.Yıllık yağış miktarı tahmini olarak 600 mm.civarındadır.
Gece gündüz sıcaklığı arasındaki sıcaklık farkı yaz mevsiminde 5-8 derece, kış mevsiminde 15-20 dereceleri bulabilmektedir.


AKYAMAÇ KÖYÜNÜN BİTKİ ÖRTÜSÜ

Köy arazisinde hem step hem de orman formasyonlarına rastlamak mümkündür.Yani köyü, antropojen ve ağaçlı step sahası olarak göstermek yanlış olmaz.Arazide İRAN-TURAN kökenli bitki türleri yaygındır.Step alanlarının aşırı derecede otlatılması veya otlak kapasitesinin üzerinde hayvan otlatılması sonucu step alanlarında hayvanların iltifat ederek yemedikleri ot türleri gelişmektedir.
Köy arazisinde bu problem mevcuttur.Yaygın stepler içerisinde :GEVEN TÜRLERİ(astragalus), YABANİ KUŞKONMAZ(asparagus acutifotius), AYRIK(sporobolus pungens)SÜTLEĞEN (euphobia tinctoria), ÇAKIR DİKEN, SARI DİKEN, GÖK DİKEN gibi türler (alhagi mannifera),
SIĞIR KUYRUĞU(Yöresel adı kalangı), ISIRGAN OTU, MADIMAK gibi ot türleri ile YABANİ KIZILCIK(cornus australis), SÖĞÜT (salix angustifolia), ALIÇ, KARA KAVAK (populus nigra), YABANİ ERİK (prunus spinoza),AHLAT (Pyrus salicifolia) ve MEŞE (Qercus) türleri görülmektedir.
Köy sınırları içerisinde bulunan meşe türleri hem köylüler,hem de başka köyler tarafından tahrip edilmesi orman alanını gittikçe azaltmıştır.Ayrıca orman tahribi sonucu stepler gelişmektedir.Bölgede bulunan kıl keçileri meşe ağaçlarının gelişimine büyük ölçüde engel olmaktadır.Ormanın yok edilmesi yaban hayatının da yok olmasını sağlamaktadır.
Köyün merkezi bahçelerle çevrilidir.Kemerli mevkisi,Çay içi mevkisi,Killik mevkisi,Koru mevkisi ile Nuzlabaşı mevkilerinde bulunan bahçelerde KAYISI,ERİK,KİRAZ,CEVİZ,SÖĞÜT,SELVİ, ARMUT,ELMA gibi ağaç türlerin görmek mümkündür.


KÖY ARAZİSİNİN TOPRAK YAPISI

Köy sınırları içerisinde orta derecede sıcaklık ve orta derecede nem bulunduğundan bu şartlarda jeokimyasal olaylar:SİO2, AL2O3, ve Fe2O3 hidrata karışımının teşekkülü,Ca,Mg,K ve kısmen Na birikimi fakat Ca karbonatlarının baskın olduğu görülür.Tuz(CaCo3) miktarı oldukça düşüktür.Bu tür kimyasal olayların olduğu bölgelerde ÇERNEZYOM toprakları gelişir.Bu köyde de ÇERNEZYOM toprakları hakimdir.Bu toraklar organik madde bakımından zengin,kireçsiz,siyah renkli ve verimli topraklardır.
Buğday,arpa,yulaf,çavdar gibi hububatların üretilmesinde önemlidir.


EROZYON DURUMU

Köy arazisinin 1700 lü yıllarda meşe ormanlarıyla kaplı olduğu eskiden beri anlatılagelmiştir.Bu gün orman köyün kuzeydoğusunda dar bir bölgeye sıkışmıştır.Ormanın yıllardan beri tahribi, step fomasyonlarının aşırı otlatma nedeniyle bozulması, geven türlerinin köy halkı tarafından soba tutuşturucu olarak kullanılması, arazi eğiminin yüksek olması nedeniyle köy erozyona açıktır.
Erozyonun azaltılabilmesi için bazı tedbirlerin alınması gerekmektedir.Öncelikle bozulmuş Meşe ormanı korunarak gelişmesi sağlanmalıdır.Köyde yetişebilir ağaç türleri tespit edilerek köyün yakın çevresi ağaçlandırılmalıdır.Örneğin Kayabaşı, Güzelyurt yolu kenarları, Kocagölün çevresi gibi yerlere sedir, meşe sarıçam, ardıç, kaman cevizi, iğde gibi ağaçlar dikilmeli ve korunmalıdır.


AKYAMAÇ KÖYÜNÜN BEŞERİ VE EKONOMİK COĞRAFYASI

A-YERLEŞİM YERLERİ VE MESKENLER:
Köyün bulunduğu alan oldukça engebelidir.Yamaç bir arazide, iki ana tepe yamacına kurulmuş toplu yerleşme şeklindedir.Meskenler genellikle birbirine yakın inşaa edilmiştir.Meskenleri sınıflandırırken :
1-ESKİ MESKENLER
2-YENİ MESKENLER
olarak sınıflandırılabilir.
1-ESKİ MESKENLER
Eski meskenler, köyde ve civarında fazla olan bazaltik ve granitik taşlardan faydalanmak suretiyle yapılmaktadır.Bu kayalar arazide o kadar fazladır ki adeta gökten taş yağmıştır.Ana duvarlar taştan yapılmaktadır.Duvar kalınlığı 80 cm.den aşağı olmaz.Bina üzeri de iki şekilde kapatılmaktadır:
a)-KEMERLİ YAPILAR:
Türk tarihinde ve eserlerinde önemli bir yer tutan kemerler köy evlerinin üzerinin kapatılmasında kullanılmaktadır.Kayalardan kesilen ve özel bir şekilde yontulan taşlar iskele kurularak evin üzerine dış bükey olarak yerleştirilir.Araları granitik küçük taşlarla örülerek kapatılır.Üzerine ot veya saman dolgu malzemesi kullanılır.Onun üzerine ise çamur ve toprak doldurulur. Kemer sayısı odanın büyüklüğüne göre artar veya eksilir.İdeal odalarda genellikle üç oda bulunmaktadır.Kemerli yapılar bazen iki katlı yapılabilir.İki katlı kemerli yapılarda çatal kapı HANAY denilen boşluğa açılır.Hanaydan geçilerek ana avluya varıldıktan sonra evin üst veya yanlarındaki ilavelere girilir.Hanaylı ev sayısı oldukça azdır.
Köy halkının çoğu tüm inşaat işlerini ve özellikle taş duvar yapmayı, dolayısı ile kemer yapmayı da bilmektedirler.Bu işi gerçekten güzel yapan ve çevre köylerde de adını duyuran eski ustaları mevcuttur:
MUHARREM ŞİŞMAN
MUSTAFA ŞİŞMAN(Oğlu KARAMUSTAFA)
HASAN HÜSEYİN ŞİŞMAN(Oğlu)
İSMAİL ŞİŞMAN(Oğlu KALENDER İSMAİL)
EYÜP YALOVA
HASAN TÜRKER
HASAN ŞEN
SELAHATTİN ŞİŞMAN
İSMAİL ŞİŞMAN(KARA İSMAİL)
Şu anda bunların bir çoğu hayatta değillerdir (Allah rahmet eyleye).Yeni nesilde ise bu işi bilen pek çok insan mevcuttur.Ancak sosyal hayatın getirdiği yenilikler ve gelişme nedeniyle artık kemerli yapıların yerini BETONARME binaların aldığını görmekteyiz.

b)-KEMERSİZ AĞAÇ ÖRTÜLÜ MESKENLER:

Bu yapıların kemersiz yapılardan farkları sadece dam örtüleridir.Damlarında kemer yerine ağaç kullanılmış olup dolgu malzemesi olarak HASIR,SAMAN,OT,KAMIŞ ÇAMUR ve TOPRAK kullanılmaktadır.

c)-VOLKAN TÜFLERİ İÇERİSİNE OYULARAK YAPILAN MESKENLER:

Kapadokya yöresinin tipik mesken şeklidir.Binlerce yıldır kullanılmış olup halen köyde de kullanılmaktadır.Volkanik tüf tabakaları (yöre halkı bu tabakaya SAY TABAKA derler) yumuşak yapıdadır.Bu tabakayı sivri uçlu KÜLÜNK denilen aletlerle kazarlar.Sadece giriş kapıları bulunur ve penceresi pek bulunmaz.Günümüzde ahır ve samanlık olarak kullanılmaktadır.Çevrede say tabakalarını
Kazarak mesken açan say kazıcılar halen mevcuttur.Bunlar 2-2,5 metre yüksekliğinde 2-3 metre eninde
5-6 metre uzunluğunda say tabakasını 7-8 günde kazarak bitirirler.Külünk,büyük çiviler,balyoz,kürek ve el arabasından başka alete ihtiyaç yoktur.Bu meskenlerin bir özelliği de kışın sıcak, yaz mevsiminde ise
serin olmalarıdır.Köyün yerleşiminin yamaçta olmasından dolayı birinin damı öbürünün evinin altında bulunabilir.
Eski meskenlerde tuvalet dışarıda yapılmıştır.Çoğunda banyo yoktur ve odanın bir kenarı banyo için ayrılmıştır.Bazılarında yatak ve yorganların konulduğu YÜKLÜK denilen ve ahşap bir bölme ile ayrılan bölümler mevcuttur.Bazen bu yüklük iki bölüm yapılarak banyo buraya sıkıştırılmaktadır.Bazı odaların baş köşesinde 20-30 cm.lik yükseklikte sedirler mevcuttur.Pencereler az olup küçük ebatlıdır. Bunun nedeni ise kış mevsiminin oldukça sert geçmesinden dolayı soğuğa karşı alınan bir önlemdir.

2-YENİ TİP YAPILAN MESKENLER

Köyde bulunan yeni tip meskenlerin yapı malzemesi taş,tuğla,briket, demir,çimentodan oluşmaktadır.Yeni meskenlerin gelişmesi ekonomik gelişmeyle paralellik gösterir.Bu tip meskenler son 20 yıl içerisinde ortaya çıkmaya başlamıştır.Yeni meskenlerde dam betonla kaplanmakta daha sonra çatı ile kaplanmaktadır.Oda sayısı artırılmış,pencere ebatları büyütülmüştür.Ayrıca banyo ve mutfak bölümleri yeni meskenlerde içeriye alınmıştır.Tuvalet halen dışarıya yapılmaktadır.Yeni meskenlerin içerisi yeni malzemelerle donatılmaktadır.Pencere ve kapılarda halen ahşap malzeme kullanılmaktadır.
Eski meskenlerde ihata duvarı pek kullanılmazken yeni mesken sahipleri evlerinin etrafına ihata duvarını çekmektedirler.İhata duvarı içerisinde oturma yeri,ahır,samanlık,wc ayrı ayrı yapılmakta, bir bölüm ise küçük bahçe olarak kullanılmaktadır.Evlerde içme suyu şebekesi mevcuttur.Bunun dışında halen eski köy çeşmeleri faaliyette olup buralardan içme suyu veya hayvan sulama amacıyla faydalanılmaktadır.Meskenlerde telefon ve elektrik bağlantısı mevcuttur.

B-KÖYÜN MAHALLELERİ
HATİPLİ MAHALLESİ
ERZEVİ(ARZ EVİ) MAHALLESİ
KAYABAŞI MAHALLESİ
KARŞI MAHALLESİ

C-İÇ VE DIŞ GÖÇLER
Akyamaç köyü gelişmeye müsait bir yerde kurulmamıştır.Aynı zamanda devlet imkanlarının yakın zamana kadar köye yansımadığını söylemek yanlış olmaz.Bunun nedeni, köyde yetişmiş ve devlet kademelerinin önemli yerlerine oturmuş adamı mevcut olmadığındandır.Güzelyurt-Niğde arasındaki karayolu asfalt olalı yıllar olmasına rağmen asfalta 3 km olan köyün yolu 15-20 sene ancak asfalt yapılabilmiştir.O da son dönem muhtarlarından AHMET ABUR un gayreti sayesinde yapılmıştır.
1970 li yıllarda Hatipli,Erzevi ve Kayabaşı mahallelerinde oturan 50 kişi için evlerinin yaşanmayacak derecede tehlike içerdiği gerekçesiyle Bayındırlık Bakanlığından keşif istenmiş, gelen keşif heyetindekiler evlerin içerisine girmeye korkmuşlardır.İlk etapta 50 kişi olmak üzere bu köyün
başka bir yere iskan edilmesi hususunda görüş beyan etmişlerdir.Beraber iskan edilmesi hususunda
o zaman nahiye olan Güzelyurt karar verilen iskan evleri kısa bir sürede bitirilerek sahiplerine teslim edilmişlerdir.Köyde fahri İmamlık ve daha sonrada Muhtarlık yapan İsmet APRA(Allah Rahmet Eylesin) bu konuyla ilgilenmiş, 50 kişi işlemlerin takibi için 50 şer lira para vermişlerdir.Önce köyün
İlçe merkezi Aksaray ın yakınına (SAĞLIK KÖYÜNE) iskan edilmesi düşünülmüş, daha sonra Kocagöl mevkisinden arsa dağıtımı gündeme gelmiş, daha sonra karşı mahalleden arsa dağıtımı birkaç kişiye yapılmış 50 kişinin adı sanı anılmamıştır.Bu mesele sümen altı edilmiş ve arkasını arayan da olmamıştır.
1960 lı yıllarda köyün geçici ve çalışma için göç yeri İZMİR dir.Kışın giderler çalışırlar ve yaz mevsimine geriye dönerlerdi.O yıllarda Avrupa ya işçi göçü başladığında köyde fazla çekici olmadı.1970 li yıllarda ilk olarak İZMİR e köyden temelli göçen aile KASIM MELENDİZ dir.Daha sonra Rasim EMLİK, Osman EMLİK, Nusrettin GÜLÖNÜ, Berkman GÜLÖNÜ, Ziya DAL, Cemil DAL, Mehmet ELÇİK,Mehmet TÜRKER İzmir e aileleriyle birlikte yerleşmişlerdir.Sirkeci ailesine ait üyelerde ANKARA ya yerleşmişlerdir.
Avrupa ya ilk olarak birkaç kişi gitmiş bunlardan Hıfzı oğlu Selahattin ŞİŞMAN Fransa dan; Ruşen oğlu MEHMET ŞİŞMAN Almanya dan sürekli olarak geriye dönmüşlerdir.Avrupa da yerleşen FRANSA da Ülfet oğlu NAZMİ,ALMANYA da da Eyüp oğlu MEHMET YALOVA ile Hamit oğlu MEHMET GÜLÖNÜ olmuştur.Daha sonra Avrupa ülkelerine gitme isteği çoğaldıysa da giden olmamıştır.Ancak 1980 li yıllardan itibaren LİBYA,IRAK,SUUDİ ARABİSTAN,RUSYA ve TÜRK CUMHURİYETLERİ ne gidip çalışıp dönenler olduğu gibi halen gitmeye çalışanlar mevcuttur.
Köyden göç hareketinin hızlanması 1990 lı yıllarda başlamıştır.Köyün iş merkezi AKSARAY dır.
Köyden gidip gelme zahmetli olduğundan ayrıca yurtdışında biraz para kazananlar köyden AKSARAY il merkezine göçmüşlerdir.Göçenler halen köyle irtibatlarını kesmemişlerdir.Sık sık gidip gelmektedirler.
Köyün son nüfus sayımına göre nüfusu 749 olarak tespit edilmiştir.

D)-EKONOMİK DURUM

Akyamaç Köyü ekonomisi aşağıdaki temellere dayanmaktadır:

1-TARIM FAALİYETLERİ
a-Tarla tarımı
b-Bahçe tarımı
2-HAYVANCILIK
3-HİZMET SEKTÖRÜ

1-TARIM FAALİYETLERİ
a-Tarla tarımı:
Köy arazisinde tarım yapılan arazilerin %80 i makineli tarıma uygun değildir.Tarlaların çoğunu traktörle işlemek oldukça zordur.Biçerdöverlerin çalışması arazinin aşırı meyilli ve taşlı olmasından zordur.Bu nedenle tarımsal faaliyetlerin çoğunluğu yarı teknoloji kullanılarak yapılmaktadır.Çiftçiler tarımsal girdi ihtiyaçlarını GÜZELYURT ilçe merkezinden sağlamaktadır.Kullanılan gübre oranı yurt geneline göre düşüktür.Üretim genellikle ihtiyaca yöneliktir.Çoğu çiftçi ancak kendi ihtiyacını üretmekte-
dir.Kişilerin tarlaları Konya Ovasında olduğu gibi büyük olmayıp birkaç dekardır.Çok meyilli araziler hayvanla,karasaban ile işlenmektedir.Traktör tarıma gireli henüz 15 yılını doldurmamıştır.Arazi yollarından traktör gidemez haldeyken son iki dönemdir muhtarlık yapan Ahmet ABUR tüm arazi yollarını gayret ederek halktan para toplamış ve köy hizmetlerinin de katkısıyla yaptırmıştır.Ancak yağışların bozduğu arazi yollarının yıllık bakımlarının da yapılması gerekmektedir.
Girdi fiyatlarının aşırı derece artması nedeni ile çiftçiler zarar etme noktasına gelmiştir.Tarımda nadas yöntemi etkili olara kullanılmaktadır.Tarlalar yazlık ve güzlük ekim olarak iki şekilde ekilmektedir. Güzlük ekimde buğday,arpa,çavdar gibi ürünler ekilmektedir.Yazlık ekim denilen ve Mart-Nisan aylarında yapılan ekimde ise mercimek,nohut ve arpa ekimi yapılmaktadır.Bu ekilen ürünler dışında başka tarımsal ürün çeşidi yoktur.

b-Bahçe Tarımı:
Bahçe tarımı yapılan köy arazileri köy yakınında yer alır.Bahçeler Kemerli,Karşıbağ,Çayiçi,Killik, Gelemonos,Koru,Nuzlabaşı ve köy içi mevkilerinde bulunmaktadır.Buralarda soğan,sarımsak,kabak,fa-
sulye,patates,domates,biber,maydanoz,turp,havuç,pırasa gibi sebzelerin hepsi ihtiyaç miktarı kadar üretilmektedir.Üretim miktarı genellikle ailelere yetecek miktardadır.Bahçe içerilerinde ERİK,KİRAZ,CEVİZ,KAYISI,ARMUT,ELMA gibi meyve ağaçları yer alır.Üretim ihtiyaçtan fazla değildir.Köyde üzüm bağları Güzelyurt arazisi içerisinde bulunmaktadır.Az miktarda bağcılık vardır.Üretilen üzüm sofrada tüketilir.Yine pekmez yapılarak da tüketilmektedir.
Tarla tarımında olduğu gibi bahçe tarımında da sulama sorunu mevcuttur.Araziyi sulayacak su kaynağı mevcut değildir.
2 HAYVANCILIK
Köyde ticari anlamda hayvancılık faaliyeti yoktur.Ailelerde barındırılan hayvanlar ihtiyaca yöneliktir.Büyükbaş hayvanlardan inek ve eşek beslenmektedir.Eşek taşıma ve yük aracıdır.Küçükbaş hayvanlardan ise koyun ve keçi beslenir.Kümes hayvanı olarak tavuk dışında besleme yoktur.Hayvancılığın köye sağladığı fayda oldukça düşüktür.Hayvan hastalıkları için Güzelyurt ilçe merkezindeki veterinerlik hizmetlerinden faydalanılmaktadır.

3-HİZMET SEKTÖRÜ
Köyün esas gelir kaynağı inşaat işçiliğidir.Köyde çalışabilen insanların tümü inşaat işçiliğinin çeşitli kollarına mensup işlerde çalışmaktadırlar.Duvarcılık,sıvacılık,yağlı boya,badana işleri,mozaik işçiliği, fayans vb.gibi.Çalışma merkezi AKSARAY il merkezidir.

KÖYDE BULUNAN YER ALTI ZENGİNLİK KAYNAKLARI

Kükürt mevkiinde KÜKÜRT madeni olmasına rağmen rezervi ne araştırılmış ne de tespit edilmiştir.Se lik mevkiinde bulunan çimento madeni dışında maden yoktur

AKYAMAÇ KÖYÜ
 
İLETİŞİM ADRESLERİ
 
1- m_emlik@hotmail.com

2-muratemlik1962@gmail.com

KUR'AN-DAN ÖNEMLİ BİLGİLER
 
Böylece Meryem, çocuğa gebe kaldı ve onunla uzak bir yere çekildi.
MERYEM SURESİ-22
Doğum sancısı onu bir hurma ağacına yöneltti. “Keşke bundan önce ölseydim de unutulup gitmiş olsaydım!” dedi.
MERYEM SURESİ-23
Bunun üzerine, hurma ağacının alt yanından (bir ses) ona şöyle seslendi: "Üzülme! Rabbin senin alt yanında ufak bir dere akıttı;
MERYEM SURESİ-24
Şimdi hurmanın gövdesini kendine doğru silkele, taze hurma dökülsün.
MERYEM SURESİ-25
Sonra da ye, iç: gözün aydın olsun! Ve eğer insanlardan birini görürsen ona de ki: "Ben O sınırsız rahmet Sahibi için, (bir süre) konuşmaktan kaçınmaya ahdettim; bu yüzden bugün insanlardan kimseyle konuşmayacağım".
MERYEM SURESİ-26
Ve bir süre sonra, çocuğuyla beraber, kavmine döndü. "Ey Meryem!" dediler, "Sen, gerçekten, tuhaf bir iş yaptın!
MERYEM SURESİ-27

HZ.İSA'NIN DOĞUM GÜNÜNÜ ARALIK VEYA OCAK AYINDA ARAYANLARA KUR'AN HAYKIRMAKTADIR :
"EY İNSANLAR ! İSA FİLİSTİNDE DÜNYA YA GELDİĞİNE GÖRE, O MEMLEKETTE HURMALAR TEMMUZ SONU İLE AGUSTOS AYI İÇİNDE OLGUNLAŞMAKTADIR. HZ.MERYEM DOĞUM İÇİN TAZE HURMA YEDİĞİNE GÖRE İSA'NIN DOĞUMU MUTLAKA BU AYLARDADIR. AYRICA DOĞUMDAN ÖNCE TAZE HURMANIN DOĞUMU KOLAYLAŞTIRICI ETKİSİNİN DE OLDUĞU BU AYETLERDEN ÇIKMAKTADIR.BURADAN DA TIP DOKTORLARINA BİR ARAŞTIRMA ÖDEVİ ÇIKMIŞ OLSUN
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol